31 Temmuz 2013 Çarşamba

Bir sene geçti gitti..


Nasıl oldu olacak mı derken oğluşum Denizcik 1 yaşını doldurdu bile.. Bu bir senenin hiç de öyle kolay geçtiğini söyleyemeyeceğim. Belki de hayatımın en zor yıllarından biriydi. Yağmur'un ablalık deneyimine alışmaya çalışması, kıskanmaları, ilkokula hazırlanması, benim tezimi yazmaya çalışmam ve Deniz'ciğin hayata tutunma çabaları, Alkım'ın işinin yoğunlaşması derken herşey üst üste geldi. Ama halen inanamıyorum, belki de en zor kısmını atlattık. Çok da güzel oldu iki yavruşla bugünlere gelebilmemiz..


 
Ama ilk çocukla ikinci çocuk gerçekten farklı oluyormuş. İlkinde onunla birebir özeli paylaşırken, herşeyi biricik kızımla yaparım ben deyip hayata göğüs gererken, onu sepet gibi yanında her yere gezdirirken; ikincide elin kolun bağlanıyor. Çünkü evde senden ilgi bekleyen bir minnoş daha var. Hem de bilinci kocaman bir çocuktan daha açık, gönlü ve aklı sevgi dolu bir çocuk; herşeyin farkında. Dolayısıyla sevgiyi abartmadan, onu hem kollayıp hem özgürlüğüne bırakarak düzeni devam ettirmek gerekiyor. Evin ikici çocukları bu yüzden mi daha rahat olur bilmem. İlgisiz bırakılmış gibi gözükseler de, daha mı özgür oluyorlar ne. İlkinde çok üstüne düşüp özeniyorsun çünkü; klasik müzikler, kitaplar, doğum kursları, albümler, bunların çoğu ikincide olmadı! Ama biraz doğal deneyimin de payı var. Demek ki neymiş, çok planlı bilgi kurallı bir çocuk; doğal bilgi de daha rahat bir çocuk mu ortaya koyuyormuş, ne dersiniz?

Neyse öyle ya da böyle, çoğu kişinin dediği gibi; iki çocuk arasında gerçekten sevgi anlamında hiçbir artı eksi farkı olmuyormuş. Şimdi tek çocuğu olan arkadaşlarım bana bunu soruyor. Kesinlikle hiçbir fark hissetmiyorum; ikisini de deli gibi çok seviyorum. Tabi ki kızgınlıkların, bakış açıların, paylaşımların, sevme sözcüklerin farklı olabiliyor; ama ikisi de benim canımın ötesinde; bunu rahatlıkla söyleyebilirim..

Önümüzdeki senenin daha rahat olacağını düşünüyorum, ilk aylar bebekle gerçekten çok zor oluyor, oturması yok, yemesi yok, uykusu var. Bir yaşından sonra bunların biraz daha düzene girdiğini söyleyebilirim. Bazı şeyleri de unutmuşum biliyor musunuz. Mesela bebek küvetinde daha ne kadar yıkanıyorlar; toz mamalı kahvaltıyı ne kadar yiyorlar, dişleri ne zaman fırçalamaya başlıyorlar vs. Ama sanırım bunları da yine doğal deneyim aracılığıyla da göreceğiz. Öğrendiğim yegane şeylerden biri, koşulsuz sevebilmek ve özgür bir birey olmasına katkı sağlamak. Umarım bunu da başarabiliriz.

Tüm çocukların gülümsemesinin ömür boyu devam etmesi dileklerimle,
İyi geceler (tabi bu satırları kimin okuduğundan şüphem var)
:)

2 yorum:

  1. Geç de olsa okuyan birileri var sanırım :)) İşte çok çocuklu olunca böyle oluyor ne yazmaya ne okumaya istediğimiz kadar zaman ayıramıyoruz ne yazık ki. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. yine de şanslı anneleriz ki; iki satır yazsak da denk gelebiliyoruz;) sevgiler @üç çocuklu

    YanıtlaSil