7 Kasım 2012 Çarşamba

Kasımda okumak başkadır..

Eveet, okullar açılalı tam 2 ay oldu.. Yağmurcuk da tüm yaşıtları gibi ilk ayı alışma evresini tamamlamaya çalışarak geçirdi. Yeni eğitim sistemine göre, sınıfta 5,5 yaşında çocuklar olduğu gibi, okumaya bile başlamış 7 yaşına girmiş çocuklar da bulunuyordu. Kıdemli bir tatlı sert öğretmene denk gelmemiz sayesinde sınıftaki kaynaşma ilerledi diye düşünüyorum. Oryantasyonu tamamlayan öğretmenimiz, milli eğitimin müfredatının biraz ötesine hızlanarak hecelemelere ve ilk seslere geçti. Sonuçta dün Yağmur ilk heceli kelimesini okudu ve yazdı: "El ele"!...:)
İlk yaptıkları çizgi çalışmalarında Yağmur'un yavaş ilerlemesi, bana acaba "Nasıl okuyacak bu çocuk?" dedirtmişti. Hatırlıyorum da, biz de ilk günlerde onlarca çizgi çalışması yapardık. Sonra harfler ve hecelemeler gelmişti: Işık, ılık süt iç gibi.. Tabi biz bunları bildiğimiz için çocuğa karşı sabırsız davranıyoruz. Halbuki 6 yıldır kızımıza karşı kurmaya çalıştığımız empatiye burda da devam etmek gerekiyor. Biz kendi çocukluk yıllarımızı ilkokula kadar pek hatırlamadığımız için Yağmur'a karşı bilinmezliğin verdiği bir empati kurabiliyordum. Şimdi 6 yaşında ne yapılır sorusunu hatırladığım için ondan daha hızlı olmasını bekledim. Halbuki bu yanlıştı.

Benim sabırsızlığım anlamsız çıktı. Ve onca çizgi ve ses çalışmasından sonra El ele tamlamasını Yağmur'un oldukça rahat hallettiğini fark ettim. Demek ki gerçekten öğretmenin bildiği birşey varmış! Harflere artık ses diyorlar... e ve l ile başlıyorlar, sonra birbirleriyle birleştikleri kelimelere yöneliyorlar, ilginç bir sistem. Sonrasında a ve d birlikte çalışılacak sanırım. Tabi el yazısı olarak öğrenmeleri de işin cabası.. Bizimki harfleri birbirine güzel bağlıyor ama halen düz yapmaya kayıyor eli...

İşte şimdilik böyle okuma çalışmaları.. Dönem sonunda epey ilerlerler ve Nisan'da da okuma bayramını yaparlar diye düşünüyorum:) El ele, ele verin çocuklar....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder