21 Eylül 2012 Cuma

Ve doğum nasıl oldu...

Doğum zamanı gelip çattı diyemeyeceğim. Çünkü herşey aniden plansız bir şekilde oldu. Deniz bebek, herşey iyi giderken ve 39.hafta sezaryen ile doğum planlaması yapılmışken; 38.haftanın başında bir sabah 06.00 sularında ani bir sancıyla bize merhaba demeye niyetlendi! Burada benim yaşadıklarımdan ziyade, talihsiz olan, Yağmur'un tüm bu sancı sürecini yaşaması ve belki de ömrü boyunca unutmayacağı bir heyecanla beni hastaneye yetiştirme aşamalarında birebir bunları görmesi oldu. Arabada elimi tuttu, merak etme anne dedi durdu.

Ben ve büyükler her ne kadar olgun davranmaya çalışsak da, sonuçta bizim için de bir ilkti, çocuğun yanında yüzde yüz kontrollü olamıyorduk. Zaten anne babalığın en zor tarafı da bu değil mi? Kontrollü olmayı öğrenmeye çalışmak...

Velhasıl kelam; doğum oldu ve ben ilk doğumumdan farklı olarak, son derece dik ve ayık olmaya çalışarak uyandım sezaryenden. Çünkü beni iyi görmesi gereken bir yavrum vardı dışarda bekleyen... Gözlerimi kocaman aça aça sedyede doğruldum ve genel anestesi olmasının etkisiyle; ilk sözlerim "Yağmur, seni çok özledim!" oldu.... Gerçekten de sanki araya ışık yılı girmiş gibi oluyor insan ameliyattan çıkınca. Özlemle Yağmur'un nasıl bizi beklediğini merak ediyordum. Çok şaşkındı. Bakışlarını hiç unutmuyorum. Birincisi annesini yarı baygın görmesi nedeniyle; ikincisi de aylardır anne karnında bekleyen bir bebeğin kanlı canlı dışarı çıkmasını görmesi nedeniyle şaşkın ve meraklıydı.

Çocuğun (büyük kardeşin) bir bebek ve ailesiyle hastane ortamında kalması konusunda uzmanlar ne diyor bilmiyorum ama ben doğru olduğunu düşünmüyorum. Tamam, o süreci bizle paylaşması gerekiyor biliyorum ama o kadar da değil sanki! :) Yağmur gündüzleri bizi ziyarete geldi. Ancak geceleri biz üçümüz başbaşa geçirdik. Zaten iki saatte bir hemşireler kontrole veya aşıya, ilaca vs. geliyorlar.

Deniz'in dünyadaki ilk günü ve gecesi doğal olarak çok yorucu geçti. Alınan kanlar, testler, ilk kakasının simsiyah çıkması (plasenta içindeki tüm biriktirdiklerini çıkarırmış), ziyaretçiler, kıyafetler, annesini emmeye çalışması derken ilk saatlerini alışmaya geçirerek ve bolca emip uyuyayark geçirdi minik oğluşumuz. Çok şükür o günleri de gördük ve sağlıkla atlattık. Şimdi maratona evde devam edile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder